Bu kürelerin sırrı ne ?
Orta Amerika ülkesindeki dev taş küreleri kimin neden yaptığı bilinmiyor. Birleşmiş Milletler'in Dünya Kültür Mirası statüsü vermeye hazırlandığı gizemli "Kosta Rika taş küreleri”, uçuk spekülasyonlara konu olmayı sürdürüyor.Orta Amerika'da hem Atlantik hem de Pasifik Okyanusu'na kıyısı olan küçük ülkenin çeşitli yerlerinde mükemmel biçimde yontulmuş, en büyüğü 2,7 metre çapında, 16 ton ağırlığında olan çok sayıda taş bulunuyor.Ne için yapıldıkları bilinmediğinden taş küreler ilk bilimsel raporlara konu oldukları 1930 yılından bu yana heyecan tacirlerinin düş güçlerini çalıştırıyor.Bu taşların "kayıp Atlantis uygarlığı”ndan kaldığını öne sürenler de var, 1960'ların modasına uygun olarak Dünya-dışı ziyaretçiler tarafından bırakılmış olduğunu savunanlar da. Kimi "uzman” bunları İngiltere'deki "Stonehenge” adlı dev taş anıtla, kimisi de Güney Pasifik'teki Easter Adası'ndaki kafa heykelleriyle ilişkilendiriyor.
Mumyada Kokain İzi
Mumyalardan alınan örnekler üzerinde yapılan tahlillerde nikotin ve kokain izlerine rastlanması bilim adamlarını şaşkınlığa uğrattı. Çünkü gerek nikotin, gerekse kokain, Amerika kıtasında yetişen tütün ve koka bitkilerinden elde edilen maddeler.Bu bitkilerin, Amerika'nın keşfine kadar, dünyanın başka bir yerinde yetişmedikleri biliniyor. Mısır mumyaları ise bundan en az 2 bin yıl öncesinden kalma. Bilginler, bu maddelerin mumyaların yapısında olmasına bir yanıt getirmek için çalışıyor.
Dünyanın ilk pili
Irak'ın Bağdat şehri yakınlarındaki arkeolojik kazılarda 1936 yılında bulunan çömlekler, hala gizemini koruyor.
Bilim insanlarının, 'pil' olarak kullanıldığını tespit ettiği bu çömleklerin yaşları ise ürkütücü. Milattan önce 200'lü yıllara tarihlenen çömlekler, tam anlamıyla, bugün bildiğimiz pillerin büyük boyutlu halleri.Elbette bugünkü Alkali pillerin çok azı kadar güç üretebilen bu piller insanlara zarar vermiyorlardı ancak dönemin 'büyücüleri' tarafından halkı etkilemek için kullanıldığı ve bu yüzden sırlarının geniş kitlelere açıklanmadığı; bu pillerin hükümdarlar ve büyücüler tarafından sır olarak saklanmış olabileceği düşünülüyorBu iddialar doğruysa elektrik kavramı, milattan önce keşfedilmiş ve hatta kullanılmaya başlanmıştı ancak bu bilgi sadece bir avuç insan tarafından biliniyordu. Bağdat Pili olarak bilinen bu çömlek piller de bu gerçeğin ispatı olarak karşımızda duruyor.
Baltık denizindeki UFO
Baltık Denizi tabanında bulunan esrarengiz cisim, araştırmacıları şaşırtıyor.Baltık'ta dalış yapan İsveçli keşif ekibi, 1000 fit derinlikte denizin dibinde tanımlanamayan bir yapının olduğunu , nesnenin 60 metre çapında ve kuyruğunun 400 metre uzunlukta olduğu tespit etti. Bu objenin 200 metre uzağında ise başka yuvarlak bir nesne daha belirlendi. Dalgıç takımından Peter Lindberg, fotoğrafı çekilen objenin, yönetmenliğini George Lucas'ın yaptığı Yıldız Savaşları filmindeki uzay gemisine benzediğini teyit etti.
Kristal Kafatasları
Mayalara ait kristal kafataslarının nasıl yapıldığı günümüz teknolojisiyle açıklanamıyor. İngiliz Anna Mitchell Hedges, 1 Ocak 1924'de Mayaların kayıp şehri Lubaantun'da piramit tapınağının mihrabının altında kristal bir kafatası buldu. Gerçek insan kafatası boyutlarında olan bu kafatası tamamen şeffaf kuartz kristalinden yapılmıştı.Sonuçlar bilim adamlarını hayrete düşürdü.Kristal kafatasının ancak ileri bir teknoloji kullanılarak yapılabileceği ortaya çıktı.
Antikitera Düzeneği
2000 yıllık bir nevi bilgisayar olan "Antikitera Düzeneği”,astronomik konumları hesaplamak için tasarlanan eski mekanik bir hesap makinesidir.Bu düzenek, bir ayakkabı kutusu büyüklüğündeki ahşap bir kasa içerisinde yer alan büyük ölçüde aşınmış ve bozulmuş bir grup pirinç dişliden meydana geliyordu.1900'lı yıllarda, antik çağlardan kalma ahşabın ne şekilde korunması ve taşınması gerektiği henüz bilinmediğinden, ahşap kasadan geriye kalanlar da kısa zamanda iyice parçalandı.
100 Yıldır Sırrı Çözülemeyen Kitap
100 yıl önce bir sahafta bulunan ve şifresi hala çözülemeyen dünyanın en eski el yazması Voynich için şifre bilimciler hummalı bir şekilde çalışmayı sürdürüyorlar. 234 sayfalık; içinde bitki, astroloji ve farmolojik resimler bulunan, karbon testleri ile 15'inci yüzyıla uzandığı tahmin edilen yazarı bilinmeyen 23 ila 40 farklı harf karakterinden ve 38 bin kelimeden oluşan bu el yazmasının yazısı birçok kriptoloğun çabasına rağmen yüzyılı aşkın süredir hala sırrı çözülemedi.
0 yorum